GENEL OLARAK
TBK madde 611 ve devamı maddelerde düzenlenen ölünceye kadar bakma sözleşmesi uygulamada sıklıkla karşılaştığımız bir husustur. Kanunun ilgili maddelerinde sözleşmenin tanımı, şekli, güvencesi, konusu ve sona ermesi gibi hükümler ile sözleşmenin detayları belirtilmiştir.
TBK madde 611 ölünceye kadar bakma sözleşmesini “Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlamıştır. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nda da bu sözleşmeye ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. TMK madde 527 , “Mirasbırakan, miras sözleşmesiyle mirasını veya belirli malını sözleşme yaptığı kimseye ya da üçüncü bir kişiye bırakma yükümlülüğü altına girebilir.” Hükmü ile miras bırakanın tüm malvarlığını veya bir kısmını sözleşme yaparak bir 3. kişiye bırakabileceğini düzenlenmiştir. Her ne kadar iki farklı kanunda düzenlenmiş gibi görünse de bunun sebebi bakım isteyen kişinin edimine göre bu sözleşmenin iki türe ayrılmasıdır.
İÇERİĞİ VE ŞARTLARI
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi bir taşınmaz malın yahut paranın karşı tarafa verilmesi karşılığında bir kimsenin diğer birini ölünceye kadar bakıp görüp gözetmeyi taahhüt etmesidir.
Sözleşmenin bir taşınmazın devrini esas alması halinde tapu müdürlüğünde yapılacak olan sözleşmenin diğer akitlerden esas farkı mutlaka iki tanık huzurunda yapılmasının zorunlu olmasıdır. Ancak tapu müdürlüğü salt şart olmayıp; bunun yanında noterde veya sulh hakimi huzurunda da gerçekleştirilebilecektir. Eğer ki noter veya sulh hakimi huzurunda yapılmış ise tapu müdürlüğünde tekrar resmi senet düzenlemeye gerek yoktur.
Sözleşmenin taraflarına ve bu taraflara yüklediği sorumluluklara bakıldığında; bakımı sağlayacak olan kişi; bakacağı kişinin vefatına kadar kendisine bakmak, bakımına gerekli özeni göstermek ve sözleşme çerçevesinde kararlaştırılan hizmeti sağlamakla yükümlü olup; buna karşın kendisine baktıran kişi; malvarlığının tamamını, bir kısmını veya belirlediği bir malı yahut bir miktar para vermekle yükümlüdür. Akitteki bakım borçlusu veya alacaklısının birden çok kişi olması mümkündür. Tüzel kişiler de bakım borçlusu olabilir.
SÖZLEŞMENİN DEVRİ VE FESHİ
Ölünceye kadar bakma sözleşmesine istinaden edinilen taşınmaz malın başkalarına devrinde de bir sakınca bulunmamaktadır ancak bakım alacaklısı hakkını başkasına devredemeyecektir.
TBK madde 616 önel verilmek şartı ile sözleşmenin feshini düzenlemiştir. Kanuna göre tarafların edimleri arasında önemli ölçüde oransızlık bulunur ve fazla alan taraf kendisine bağışta bulunulma amacı güdüldüğünü ispat edemezse diğer taraf, altı ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, sözleşmeyi her zaman feshedebilecektir. Madde 617’de ise ölünceye kadar bakma ilişkisinin devamını çekilmez veya imkânsız hâle getiren ya da aşırı ölçüde güçleştiren önemli sebeplerin ortaya çıkması durumunda, sözleşmenin taraflarına derhal sözleşmenin feshi hakkı tanınmıştır. Söz konusu düzenlemeler gereğince ölünceye kadar bakma sözleşmesinden dönülebilmesinin şartı, önemli sebep niteliğinde bir olgunun varlığıdır. Bu husus göreceli bir kavram olmakla birlikte somut olayın nitelikleri gözetilerek değerlendirilmelidir.
Ölünceye kadar bakma akdi sürekli borç ilişkisi niteliğinde olup taraflar arasında güvene dayalı ve sıkı bir insanî ilişki kurulmaktadır. Dürüstlük kuralı uyarınca gerekli hazırlıkların yapılabilmesi için, TBK madde 616 hükmünde olduğu gibi, TBK m. 617 hükmünde de dönme hakkı kullanılmadan önce ihtar ile kısa da olsa bir sürenin verilmesi gerektiği düşünülüyor olsa da kanun bu madde için ihtar yahut süre verilmesi şartını aramamaktadır.
Koşulların gerçekleşmesi ve fesih bildiriminin karşı tarafa varması sonucunda dava açılmasına gerek olmaksızın sözleşme ortadan kalkacaktır. TBK madde 616 istinaden sonlanma halinde sona erdirilmesi anına kadar geçen sürede ifa edilmiş edimler, anapara ve faiziyle birlikte değerlendirilerek, denkleştirme sonucunda alacaklı çıkan tarafa geri verilir. TBK m. 617 hükmünde ölünceye kadar bakma ilişkisinin ortadan kalkmasında ise “taraf, aldığı şeyi geri verir” denmektedir. Şu hâlde o ana kadar ifa edilmiş olan edimler geri verileceğine göre burada geçmişe etkili bir sona ermenin bulunduğundan söz edilmeyecektir.
Bakım borçlusunun vefat etmesi ile sözleşmenn sona ermesi halinde ise; bakım alacaklısı bir yıl içinde sözleşmenin feshini isteyebilir yahut bakım borçlusunun iflası ihtimalinde ise; bakım alacaklısı iflas masasından isteyebileceği miktara eşit bir paranın kendisine ödenmesini, bakım borçlusunun mirasçılarından da isteyebilecektir.